Whatsapp Logo

Hizmetlerimiz

Okul Öncesi Lidcombe Kekemelik Terapisi

Kekemelik terapisinde yüksek başarı sağlanması için en uygun dönem okul öncesidir. Kliniğimizde bu dönemdeki çocuklara uyguladığımız Lidcombe programı ile %95'in üzerinde başarı sağlamaktayız. 

Kekemelik

Kekemelik konuşma akışının bozulması ile karakterize konuşma bozukluğudur. Konuşma akışındaki bölünmeler sözcük, hece ya da ses tekrarlarını, konuşma seslerinin uzatılmasını, sessiz duraklar ya da blokları içerir. Bazen konuşmaya ikincil davranışlar dediğimiz baş sallama, ayak vurma gibi uygun olmayan beden hareketleri eşlik edebilir. Kekemeliğin şiddeti ve sıklığı içinde bulunulan koşullara ya da duygu duruma bağlı olarak, bazen de belli bir neden olmaksızın değişiklik gösterebilir. Kekemelik çocuklukta başlar ve vakaların bir kısmında yaşam boyu devam eder.

Artikülasyon (Sesletim) Bozukluğu

Artikülasyon; konuşma seslerinin dudaklar, dişler, sert damak, yumuşak damak, dil gibi konuşma organları (artikülatörler) kullanılarak biçimlendirilmesidir. Artikülasyon bozukluğu da konuşma seslerinin üretilmesindeki problemdir. Seslerin atlanması (bak-ba), bozuk üretilmesi (örn; s sesinin peltek söylenmesi), bir sesin yerine başka bir sesin kullanılması (resim-yesim) gibi hataları içerir. Hatalar ne kadar fazla ise konuşmanın anlaşılırlığı o kadar düşüktür.

Fonolojik (Sesbilgisel) Bozukluk

Dilin ses sisteminin öğrenilmesindeki güçlüktür. Bu bozuklukta çocuklar konuşma seslerini dilin ses sistemine uygun şekilde organize etmekte güçlük çekerler ve konuşmalarında “fonolojik işlem” adı verilen hata örüntüleri sergilerler. Örneğin, ağızın arka kısmıyla üretilen “k” ve “g” gibi tüm seslerin yerine ağızın ön kısmıyla üretilen “t” ve “d” seslerinin kullanılması (koş yerine toş, gel yerine del gibi) sık rastlanılan bir fonolojik işlemdir.

Gecikmiş Dil ve Konuşma

Çocuğun dil ve konuşma becerilerinin yaşından beklenen düzeyde olmaması durumudur. Dil gecikmesi alıcı dil ve ifade edici dildeki gecikme olmak üzere iki kategoride ele alınabilir. Alıcı dil çocuğun söylenenleri anlaması, ifade edici dil ise çocuğun sözcük ve cümleleri kullanarak söylemek istediklerini karşı tarafa iletmesidir. Genellikle, çocuğun ilk sözcüklerini öğrenme ve söylemesinde, cümle oluşturmak için sözcükleri bir araya getirmesinde, sözcük dağarcığının gelişiminde, sözcük ve cümleleri anlamasında problem gözlenir.

Otizm

Otizm Spektrum Bozukluğu, en sık rastlanan iletişim bozukluğu tipidir. İnsanlar normalde doğuştan toplumsal olana ve iletişime eğilimliyken, otizmli çocuklar bu eğilimden çeşitli oranlarda yoksun doğarlar. Bundan dolayı normal çocuklar dilsel ve toplumsal uyaranlara açıkken otizmli çocuklar bu uyaranlardan etkilenmez. Bu tablo otizmli çocuklarda temelde iki olumsuz duruma yol açar; dil ve iletişim kısıtlılığı ile kendi kendini uyarmaya yönelik davranışlar. Otizmli çocuklarda dil ve konuşma terapisi, sorunun kökenine ilişkin düzenleme ve müdahaleleri içerir. Dil ve konuşma terapisinin ilk ve en büyük hedefi çocuğun bizleri dünyasına kabul etmesini sağlamaktır. Sonrasında dünyasındaki önemimizin diğer varlıklardan daha fazla olduğunu göstermek ve ardından sözel iletişimin önemini kavratıp buna teşvik etmektir. Bu düzende işleyen bir terapi süreciyle otizmli çocuğun uyaran eksikliği zamanla ortadan kalkacak ve "davranış problemi" sanılan ama aslında kendini uyarmaya yönelik davranışlar çocuğun iletişimi arttıkça sönümlenecektir.

Çocukluk Çağı Apraksisi

Çocukluk çağı apraksisi motor bir konuşma bozukluğudur. Çocukluk çağı apraksisi olan çocuklar sesleri, heceleri ve sözcükleri söylemekte sorun yaşarlar. Beynin; çene, dil, dudaklar gibi konuşma için gerekli beden bölümlerinin hareketlerini planlamasındaki problemden kaynaklanır. Çocuk söylemek istediği şeyi bilir, fakat beyin sözcükleri söylemek için gerekli kas hareketlerini koordine etmekte zorluk çeker.

Selektif Mutizm

Mutizm sözcüğünün kökeni Latince “mutus” sözcüğüne dayanır ve suskunluk anlamına gelir. Selektif (seçici) mutizm kişinin normal konuşma ve anlama kapasitesine sahip olmasına rağmen belirli durumlarda ya da belirli kişilerle konuşmaması durumudur. Örneğin, çocuk okulda tamamıyla suskunken ev ortamında rahatça ve çok fazla konuşuyor, yetişkinlerle konuşmuyorken akranlarıyla konuşuyor olabilir. Selektif mutizm genellikle çocukluk döneminde başlar. Suskunluk döneminin mutizm belirtisi sayılabilmesi için en az 1 ay sürmesi gerekir.

Yarık Dudak Damak

Günümüzde yarık dudak damak vakalarına çok erken dönemde cerrahi müdahale uygulanmasına rağmen, yarık dudak damaklı çocukların büyük çoğunluğunda konuşma problemleri gözlenmektedir. Bu çocuklardaki konuşma problemleri genellikle konuşma seslerin doğru üretilememesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yarık dudak damaklı çocuklarda, konuşmanın anlaşılırlığının düşmesine neden olan hiper nazalite ve nazal emisyon problemleri de oldukça sık gözlenmektedir.

Ses Bozuklukları

Konuşmak için gerekli ham sesin kaynağı akciğerler ve ses telleridir. Sesin tizliğini, şiddetini, kalitesini vs. belirleyen bu organlarımızda ortaya çıkan bir sorun ses bozukluğuna yol açar. Sorun ses tellerinde oluşan nodül, polip gibi kitlelerden kaynaklanabileceği gibi, ses tellerinin hareketinde doğuştan veya sonradan meydana gelen sorunlar, kullanımının yanlış öğrenilmesi (örneğin puberfoni), doğuştan gelen yapısal bozukluklar (örneğin sulcus vocalis), reflü sonucu oluşan tahriş, yabancı cisim teması sonucu oluşan yaralar gibi etkenlerden de kaynaklanabilir. Bazen akciğerlerden gelen havanın miktarı, düzeni veya kontrolü de olabilir. Bu nedenlerden kaynaklanarak ortaya çıkan ses kısıklığı, çatallı ses, konuşurken nefessiz kalma, ses yorgunluğu ve cinsiyete uymayan ses gibi sorunlar ses terapisinin alanına girer.

  • facebook
  • twitter
  • google plus
  • linkedin
  • pinterest